401-1 Asbestle Çalışmalar

Antik çağdan bu yana insanlığa faydası kadar zararı da olan asbest, kimyasal ve fiziksel özellikleri sebebiyle inşaat, gemi, otomotiv, tekstil ve diğer sanayi alanlarında tercih edilen bir ürün olmuştur.

Dünyada asbest kaynakları en zengin ülkeler arasında Kanada, Rusya, Güney Afrika bulunmaktadır. Asbest yataklarında cevher genellikle açık işletme yöntemi ile çıkarılmakla birlikte yeraltı madenciliği ile de çıkarılabilir.

Yeraltı madenciliğinde blok çökertme metodu kullanılarak üretim yapılır. Çıkarılan cevher genellikle büyük kayaç parçalarıdır. Cevheri bunlardan ayırmak için ufak parçalara kırma, çıkan lifleri iri kum ve tozlardan ayırmak için eleme, çıkan lifleri emme, toplanan lifleri açma ve sınıflandırma işlemleri uygulanır.

Asbestin üretimi ve endüstride kullanımı 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Özellikle 20. yüzyılın başlarında asbest liflerinin çimentoya karıştırılarak asbestli çimento üretilmesi ile asbest kullanımı tüm dünyaya yayılmıştır. 20. yüzyıl başlarından itibaren yaygın bir şekilde endüstride kullanılan asbestin üç binden fazla kullanım alanı vardır. Fakat yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra insan sağlığına önemli zararlar veren kanserojen bir madde olduğunun tespit edilmesi ile asbest maddesi için öldürücü toz tanımlaması yapılmıştır.

2010 yılına kadar Türkiye’de de kullanılan asbest; marley, boru, levha, fren ve debriyaj balatası, conta ve asbestli iplik üretiminde kullanılmıştır.

Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikelidir, öldürücüdür. Solunan lifler akciğerlerde birikir ve zarar verir. Bu durumda akciğerde zedelenmeler başlar ve bu da akciğerin çalışmasını engeller ve kansere yol açar. Asbestli malzemelerin gerek üretiminde gerekse sökümünde çalışanlar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, farkında olmadan bu maddeye maruz kalabilirler.

Asbest yüzyıllar boyu ve yaygın bir şekilde kullanıldığı halde, meydana getirdiği sağlık sorunları yirminci yüzyılın başında anlaşılmaya başlanmıştır. Bunun sebebi, bazı vakalarda olumsuz sağlık etkilerinin 40 yıl sonra dahi ortaya çıkabilmesi ve eski dönemlerde insanların şimdikinden çok kısa yaşamalarıdır. Yarattığı sağlık riskleri nedeniyle günümüzde başta AB olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde asbestin üretilmesi ve endüstride kullanılması yasaklanmış, birçok ülkede de ciddi kısıtlamalar getirilmiştir.

Türkiye’de ise gerek çalışma hayatında gerekse toplumsal düzeyde asbest güvenliği bilinci ve farkındalığı yeni yeni oluşmaya başlamıştır. Bu süreçte, yabancı ülkelerden gelen gemilerin asbest söküm işlerinin ülkemizde yapılmaya başlanması kadar özellikle son dönemde 31/05/2012 tarih ve 28309 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile başlayan kentsel dönüşüm projelerindeki bina yıkımları etkili olmuş; konuyu kamuoyu gündemine taşımıştır. 2010 yılında alınan kararlarla asbest yasaklanmış ve asbest söküm işinin temel koruyucu önlemleri mevzuat hükmü haline getirilmiştir.

Ülkemizde yapılan bir araştırmada en az 1 200 000 ton asbest hammaddesinin gerek ithalat gerekse çok kısıtlı bir miktarda olsa da yerli üretim yoluyla hayatımıza giriş yaptığı, ulusal sanayinin değişik sektörlerinde kullanıldığı belirtilmiştir (1). Genel olarak, üretilen ve tüketilen “170 ton asbestin yaratacağı maruz kalmanın bir mezotelyoma vakasına neden olabileceği” gerekli önlemler alınamadığı takdirde, ülkemizde tüketilen bu miktarda asbestin de yaklaşık 7000 vakaya neden olabileceği öngörülmektedir (2)

Sayfalar: 1 2 3 4

Katılımcı Yorum ve Düşünceleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni ses kaydetmek için Tıklayın Daha önce kaydettiğiniz bir ses kaydı varsa “Dosya Ekle”” kısmından ekleyiniz.

Dosya adı:

Dosya boyutu:

Yeni video kaydetmek için Tıklayın Daha önce kaydettiğiniz bir video varsa “Dosya Ekle”” kısmından ekleyiniz.

Dosya adı:

Dosya boyutu: